Suyu seviniz. Güne iki bardak su içerek başlayıp, gün boyunca 2- 2,5 litre su tüketmeye çalışınız.2-Her sebze ve meyveyi mevsiminde en az iki defa tüketiniz. Doğanın tamamını kullanmış sayılırsınız.3-Çocuklar için sütü, büyükler için de özellikle yoğurdu her gün sofranızdan eksik etmeyiniz. Yaşamın sırlarından biri olan probiyotikleri bünyenize almış olursunuz.4-Hasta olmasanız bile, şifalı otları/bitkileri kullanarak vücut direncinizi (immün sistemi) kuvvetli tutunuz.5-Evinizde kurutulmuş nane, ıhlamur, adaçayı, kekik, kuşburnu, fesleğen, keten tohumu, zencefil, çörekotu, günlük, yeşil çay ile soğan ve sarımsağı her zaman bulundurunuz. Her gün bunlardan en az birini kullanmaya çalışınız ki bunlar vücudunuzun koruyucu şövalyeleridir.6-Sarımsak, soğan, tere, maydanoz, nane, dereotu, roka, fesleğen türü yeşillikleri fazla tüketiniz. Bunlar vücudunuzun yakın korumalarıdır.7-Salatanızı mümkün olduğu kadar çok çeşitten oluşturunuz.8-Hazır çorbalar yerine kendi yaptığınız çorbaları tercih ediniz. Gıdanın en doğalını elde etmiş olursunuz.9-Kış için ev yapımı domates salçasını tercih ediniz. Domates tanrının bize armağanı harika bir antioksidandır.10-Katkı maddeleri içeren gıdaları, mevsim dışı sebze ve meyveleri fazla tüketmeyiniz. Bünyenizi fazla dinamitlememiş olursunuz.11-Yılda dört kez, on beş gün hiç et tüketilmemesi yararlıdır.12-Günlük 3-4 adet badem, ceviz ve fındık almanız sizi her daim kuvvetli kılar,13-Haftada en az 2 kez bakliyat ve balık tüketmeğe çalışınız.14-Sıcak yemekler için toprak, çelik ve cam kapları tercih ediniz.15-Kış aylarında tulum peyniri, portakal, limon, greyfurt, mandalina ve kuşburnu tüketimini artırınız.16-Kışın dışarıda işleriniz yoğun ise; güne pekmez içerek başlayınız. Bu uygulama vücudunuzun antifrizidir.17-Zihinsel çalışıyorsanız kuru üzüm yiyiniz. Beyniniz enerjisiz kalmasın.18-Ekmek tercihinizi kepekliden yana kullanınız. Bağırsaklar kepekli tam posalarla tanışsın.19-Her sabah 20 dakika derin nefes alıp verme çalışması yapılması, her nefes alımlarında 4-5 saniye nefesin içimizde tutulması çok yararlıdır. Doğru nefes aldığın kadar hafiflersin.20-Sabahları ofis ve evinizi 5 dakika tam havalandırarak maksimum düzeyde oksijen, günlük 30 dakika tempolu yürümekle de tüm organlarınızı kazanırsınız.21-Gülmeyi hiç ertelemeyiniz. Ruhunuzun en iyi ilaçlarındandır.22-Gece uyku ortamının karanlık olması, yorgunluk durumlarında ise öğleyin kısa süreli uykular iyidir. Vücudumuzdaki pek çok restorasyon işlemi gece, kısa süreli uykularda da günlük tamiratlar yapılmaktadır.23-Fırsat buldukça toprağa çıplak ayakla basınız. Tüm olumsuzluklarınız toprağa geçer.24-Her gün 5 dakika gözlerinizi kapatıp hiçbir şey düşünmemeyi öğreniniz. Bu sizin yeniden doğumunuz gibidir.25-Yaşamınız boyunca, vücudunuzu çok kötü üşütmemeye çalışınız.26-Kahvaltı masanızda balı her daim bulundurunuz. Bin bir çiçeğin özütüdür o.27-Yağ tercihinizi genelde zeytinyağından tarafa kullanınız. Vücudunuz hep bunu bekler.28-Kahvaltının mutlaka tam yapılması, öğle öğününün orta, akşam öğününün de hafif alınması her daim iyidir.29-Tuz ve şekeri bünyenize ölçülü alınız. Bunların azı karar fazlası hep zarardır.30-Margarinleri fazla kullanmamak cildinize, kalbinize ve damarlarınıza verdiğiniz en büyük ödüldür.31- Günlük bir elma ve bir havucun bünyenizde harikalar yarattığını unutmayınız
window.google_render_ad();
24 Aralık 2008 Çarşamba
parmakların kişiliğini yansıtıyor
El parmaklarınızın kişiliğiniz hakkında bir çok gerçeği ortaya çıkarttığını biliyor musunuz? Parmaklarınız ve siz...Bir süre önce İngiltere de piyasaya çıkan The Finger Book Parmak Kitabı adlı kitapta, birçok özelliğimizin parmak yapısına ve parmak uzunluğuna bağlı olduğu ifade ediliyor.İşte kitapta yer alan ifadelerden bazıları Yüzük parmağı, işaret parmağından uzun olan - Hassas ve dışa dönük biridir.- Risk almaktan korkmaz.- Normal bir insana göre daha agresif olur.- Müzisyenlik kabiliyetine sahip olur.- Genelde solak olur.- Futbol, Basketbol ve uzun koşu gibi spor dallarında başarılı olur.- Hiperaktif ve anti sosyal olma ihtimali yüksek olur.
grip aşısı olmanın tam zamanı
Gripten korunmak için düzenli yaşamak, uyku ve dengeli beslenmeyi ihmal etmemek, alkol ve sigara alışkanlığını sınırlamak...Risk altındaysanız acele edin!Karadeniz Teknik Üniversitesi KTÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Tevfik Özlü, risk altındaki kişilerin fazla gecikmeden grip aşısı yaptırması gerektiğini, grip aşısı için en uygun zamanın, eylül-ekim ayları olduğunu söyledi.Özlü, yaptığı açıklamada, gribin ağır seyreden ve ölüme neden olabilen bir hastalık olduğunu belirtti.Salgın olmadan önlemi almak gerekGribin asıl olarak solunum yollarında yerleşen ınfluenza A, B ve C virüslerinin neden olduğu, yüksek ateş ve yaygın kas ağrıları ve kırgınlık ile seyreden, toplumda aynı anda bir çok kişiyi hastalandırıp çok sayıda ölümlere yol açan, kolay yayılabildiğinden salgınlar yapan bulaşıcı bir hastalık olduğuna dikkati çeken Özlü, şöyle devam etti:Grip, asıl olarak, virüsü taşıyan hasta kişilerin solunum yolu salgılarıyla ve bunlarla bulaşmış eşyalar vasıtasıyla yayılır. Çok kolay bulaşmakta ve hızla yayılmaktadır. Özellikle okullar, yurtlar, kışlalar, kahvehaneler, huzur evleri gibi kalabalık ve topluca yaşanan ortamlar hastalığın yayılmasında önemli rol oynar. Gripten korunmak için düzenli yaşamak, uyku ve dengeli beslenmeyi ihmal etmemek, alkol ve sigara alışkanlığını sınırlamak ve eğer varsa zemindeki kronik şeker, kalp, akciğer hastalıklarının bakım ve tedavisini usulüne göre yaptırmak gerekir.
KIS HASTALIKLARI
Sıklığı: İnsanlarda virüslerin sebep olduğu en sık rastlanan hastalık herhalde Soğuk Algınlığıdır. Çok değişken olmakla birlikte genç bir kişi senede ortlama iki ya da üç kez Soğuk Algınlığına yakalanır. Özellikle çocuklarda ve gençlerde burunda virüs iltihabı sık görülür.
Yol açan etkenler:
İklim, Çevre, Sıcaklık, Nem
Üşüme, Bağışıklık durumu
Beslenme ve vitamin Eksikliği
Yorgunluk
Burun tıkanıklığı
Kronik İnfeksiyon Odağı
Burun salgılarının asitlik derecesi
Genel Hastalıklar: Böbrek, karaciğer ve kan hastalıkları, şeker hastalığı ve verem soğuk algınlığına direnci düşürür.
Virüsler
Toplumda soğuk algınlığına sebep olan virüsler çok yaygındır ve sayıları 200’den fazladır. Rinovirüs (Rhinovirus) ve Koronavirüs (Coronavirus) en sık rastlanır. Kişilerin direnci düştüğü zaman veya çok yoğun ve bulaşıcı virüslere maruz kalındığı zaman enfeksiyon ortaya çıkar. Üşümek vucut direncini düşürdüğü için soğuk algınlığına zemin hazırlar. Rinovirüslerin kuluçka süresi 1-3 gün arasındadır. Soğuk algınlığını çoğu kez bakteri enfeksiyonu takip eder.
Yayılması
Damlacık ve toz: Konuşurken, hapşururken ve öksürürken çok miktarda hastalıklı damlacık 180 cm uzağa kadar yayılır. Bir hapşırmada 20 000 kadar damlacık etrafa saçılır ve yere konar.
Damlacık parçaları: damlacikların bir kısmı yere inerken buharlaşır, küçülür, hafifler ve iki gün kadar havada uçabilir. Bu damlacık parçaları virüsleri rahatlıkla taşıyabilir fakat bakterileri taşıyamaz.
Temas: Virüsler elleme, öpme ve yiyecekler yoluyla da yayılabilir.
Klinik Özellikler
Soğuk algınlığının başlangıcıyla bitişi arasında dört dönem belirgindir.
dönem birkaç saat sürer. Burun hava yolu açıktır fakat virüslerin giriş noktasında kaşıntı, tahriş, kuruma ve yanma hissi olur.
dönemde virüsler burun iç yüzeyine ve lenf sistemine yayılır. Bu işlem birkaç saat veya gün sürer. Virüslerin ilk girdiği yer iyileşirken daha sonraları yayılmış olduğu bölgelerde hastalık devam eder. Boğaz kurur ve yutkunurken ağrır. Aksırma, sulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığı ortaya çıkar. Burun içi ve boğaz şiş ve kırmızı görünümdedir. Halsizlik, kırgınlık ve ateş bu dönemde ortaya çıkar.
dönemin başladığı üçüncü günde fırsatçı bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlar belirgin olur. Burun içinin rengi koyulaşır, sulu burun akıntısının miktarı azalır, kıvamı artar, yapışkan beyaz bazen yeşilimsi bir hal alır. Tıkanıklık ve bitkinlik bu dönemde en çoktur. Bu dönemdeki akıntı, içeriğindeki maddeler nedeniyle mendili kuruyunca sertleştirir.
dönemde şikayetler ve bulgular azalır, 5-10 gün sonra iyileşme gerçekleşir.
Soğuk Algınlığının Yol açtığı Hastalıklar
Burunda her zaman var olan fakat çoğalamadığı için etkisiz kalan bakteriler, virüslerin zayıflattığı ortamda hızla çoğalırlar ve çeşitli hastalıkları ortaya çıkarırlar
1. Rinofarenjit, Farenjit 2. Sinüzit 3. Akut orta kulak iltihabı 4. Boyun lenf nodülleri iltihabı 5. Bademcik iltihabı 6. Alt solunum yolu hastalıkları
a. laringotrakeit b. bronşit c. pnömoni d. astım
7. Bebeklerde gastroenterit 8. Allerjik
a. nefrit (böbrek iltihabı) b. romatizmaTanıBurun iltihabının diğer sebeplerinin elenmesinden sonra tanı konur.
KorunmaElleri sık sık sabunla yıkamak virüsleri uzaklaştıracağı içiç en etkili korunma yöntemiidir.
Parmakla burnu ve arkasından gözü kurcalamamak, en azından göze yayılmayı önler.
Spor yapmak, dengeli beslenmek, hijyen kurallarına dikkatle uymak yoluyla genel vucut direncini yükseltmek.
Çocuklarda adenoidektomi (geniz etinin alınması) gerekli olabilir.
TedaviVirüslerin türlerinin çokluğu yüzünden aşı geliştirilememektedir. Hastalanan kişilerin durumunun çok farklı olması nedeniyle tedavi her hasta için düzenlenmelidir. Genel tedavi prensipleri:
Tam İstirahat: Genel ve lokal en iyi şartlar sağlanmaya çalışılmalıdır. 18-200C sıcaklık ve %45 nisbi (relatif) nemli odada yatak istirahati idealdir.
Sıcak banyo, sicak sade su veya mentollü su buharı ile buğu uygulamak
Ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar ( aspirin gibi)
Bol sıvı içmek
Antihistaminik içeren ilaçlar yalnızca allerjik bünyeli hastalarda kullanılmalıdır.
Burun açıcı damlalar: İyileşmeye zarardan başka katkıları olmaz. Çocukların uyuyabilmesi ve bebeklerin süt emebilmesi için burun havayolunun açılması şart olduğunda geçici olarak kullanılabilir.
Antibiyotiklerin soğuk algınlığına etkisi yoktur fakat soğuk algınlığının yol açtığı diğer hastalıklar ortaya çıkmışsa tam doz uygulanmalıdır.
Yol açan etkenler:
İklim, Çevre, Sıcaklık, Nem
Üşüme, Bağışıklık durumu
Beslenme ve vitamin Eksikliği
Yorgunluk
Burun tıkanıklığı
Kronik İnfeksiyon Odağı
Burun salgılarının asitlik derecesi
Genel Hastalıklar: Böbrek, karaciğer ve kan hastalıkları, şeker hastalığı ve verem soğuk algınlığına direnci düşürür.
Virüsler
Toplumda soğuk algınlığına sebep olan virüsler çok yaygındır ve sayıları 200’den fazladır. Rinovirüs (Rhinovirus) ve Koronavirüs (Coronavirus) en sık rastlanır. Kişilerin direnci düştüğü zaman veya çok yoğun ve bulaşıcı virüslere maruz kalındığı zaman enfeksiyon ortaya çıkar. Üşümek vucut direncini düşürdüğü için soğuk algınlığına zemin hazırlar. Rinovirüslerin kuluçka süresi 1-3 gün arasındadır. Soğuk algınlığını çoğu kez bakteri enfeksiyonu takip eder.
Yayılması
Damlacık ve toz: Konuşurken, hapşururken ve öksürürken çok miktarda hastalıklı damlacık 180 cm uzağa kadar yayılır. Bir hapşırmada 20 000 kadar damlacık etrafa saçılır ve yere konar.
Damlacık parçaları: damlacikların bir kısmı yere inerken buharlaşır, küçülür, hafifler ve iki gün kadar havada uçabilir. Bu damlacık parçaları virüsleri rahatlıkla taşıyabilir fakat bakterileri taşıyamaz.
Temas: Virüsler elleme, öpme ve yiyecekler yoluyla da yayılabilir.
Klinik Özellikler
Soğuk algınlığının başlangıcıyla bitişi arasında dört dönem belirgindir.
dönem birkaç saat sürer. Burun hava yolu açıktır fakat virüslerin giriş noktasında kaşıntı, tahriş, kuruma ve yanma hissi olur.
dönemde virüsler burun iç yüzeyine ve lenf sistemine yayılır. Bu işlem birkaç saat veya gün sürer. Virüslerin ilk girdiği yer iyileşirken daha sonraları yayılmış olduğu bölgelerde hastalık devam eder. Boğaz kurur ve yutkunurken ağrır. Aksırma, sulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığı ortaya çıkar. Burun içi ve boğaz şiş ve kırmızı görünümdedir. Halsizlik, kırgınlık ve ateş bu dönemde ortaya çıkar.
dönemin başladığı üçüncü günde fırsatçı bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlar belirgin olur. Burun içinin rengi koyulaşır, sulu burun akıntısının miktarı azalır, kıvamı artar, yapışkan beyaz bazen yeşilimsi bir hal alır. Tıkanıklık ve bitkinlik bu dönemde en çoktur. Bu dönemdeki akıntı, içeriğindeki maddeler nedeniyle mendili kuruyunca sertleştirir.
dönemde şikayetler ve bulgular azalır, 5-10 gün sonra iyileşme gerçekleşir.
Soğuk Algınlığının Yol açtığı Hastalıklar
Burunda her zaman var olan fakat çoğalamadığı için etkisiz kalan bakteriler, virüslerin zayıflattığı ortamda hızla çoğalırlar ve çeşitli hastalıkları ortaya çıkarırlar
1. Rinofarenjit, Farenjit 2. Sinüzit 3. Akut orta kulak iltihabı 4. Boyun lenf nodülleri iltihabı 5. Bademcik iltihabı 6. Alt solunum yolu hastalıkları
a. laringotrakeit b. bronşit c. pnömoni d. astım
7. Bebeklerde gastroenterit 8. Allerjik
a. nefrit (böbrek iltihabı) b. romatizmaTanıBurun iltihabının diğer sebeplerinin elenmesinden sonra tanı konur.
KorunmaElleri sık sık sabunla yıkamak virüsleri uzaklaştıracağı içiç en etkili korunma yöntemiidir.
Parmakla burnu ve arkasından gözü kurcalamamak, en azından göze yayılmayı önler.
Spor yapmak, dengeli beslenmek, hijyen kurallarına dikkatle uymak yoluyla genel vucut direncini yükseltmek.
Çocuklarda adenoidektomi (geniz etinin alınması) gerekli olabilir.
TedaviVirüslerin türlerinin çokluğu yüzünden aşı geliştirilememektedir. Hastalanan kişilerin durumunun çok farklı olması nedeniyle tedavi her hasta için düzenlenmelidir. Genel tedavi prensipleri:
Tam İstirahat: Genel ve lokal en iyi şartlar sağlanmaya çalışılmalıdır. 18-200C sıcaklık ve %45 nisbi (relatif) nemli odada yatak istirahati idealdir.
Sıcak banyo, sicak sade su veya mentollü su buharı ile buğu uygulamak
Ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar ( aspirin gibi)
Bol sıvı içmek
Antihistaminik içeren ilaçlar yalnızca allerjik bünyeli hastalarda kullanılmalıdır.
Burun açıcı damlalar: İyileşmeye zarardan başka katkıları olmaz. Çocukların uyuyabilmesi ve bebeklerin süt emebilmesi için burun havayolunun açılması şart olduğunda geçici olarak kullanılabilir.
Antibiyotiklerin soğuk algınlığına etkisi yoktur fakat soğuk algınlığının yol açtığı diğer hastalıklar ortaya çıkmışsa tam doz uygulanmalıdır.
Kış Aylarında Kilo Almamak İçin…
Kış aylarında neden kilo alındığı merak edilmektedir. Bunun birçok nedeni vardır. Ancak sebep her ne olursa olsun kış aylarını dengeli beslenerek ve bazı ayrıntılara dikkat ederek kilo almadan hatta kilo vererek geçirebiliriz.
İstanbul Özel Hizmet Hastanesi Diyet ve Beslenme Bölümü’nden Diyetisyen Aşkın Yüksel’in verdiği bilgilere göre, kış aylarında soğuğun artışı ile yeme ihtiyacı artar. Ayrıca insanlar kışın daha çok zamanını evlerinde ya da kapalı işyerlerinde geçirdikleri için fiziksel aktiviteleri azalmaktadır. Soğuk havanın etkisi ile metabolizma bir miktarda hızlanmakta buna bağlı olarak vücut, ısı dengesini koruyabilmek için yeme ihtiyacını artırmaktadır.Kış Aylarında Neden Kilo Alırız?
- Aktivite ve bazal metabolizma hızının azalması: Kış aylarında metabolizma hızının azalmasının yanı sıra aktivitelerimiz de azalır ve harcanandan daha fazla enerji tüketimi ile kilo almaya başlarız.
- Gündüzlerin kısa ve gecelerin uzun olması: Gündüzler kısa olduğundan gün içerisinde beslenmemize çok dikkat etmeyiz. Gün boyu acıktığımızı bile hissetmeyiz. Gece olunca gün boyu yaşanan uzun süreli açlıkla yemek yememizi kontrol edemez hale geliriz. Akşamları yavaş olan metabolizma iyiden iş göremez hale gelir ve yağlar depolanır.
- Soğuk hava ile birlikte vücut ısısının azalması: Vücudumuz soğuklardan kendisini korumak için gerekli bir ısıya ulaşmak zorundadır. Bu ısıya ulaşmak içinde ek olarak enerjiye ihtiyacı vardır. Bu enerji de besinlerden alır. Biz üşüdükçe enerjiye olan gereksinmemiz artar ve daha fazla besin tüketmeye özellikle de daha fazla enerji veren besinleri tüketmeye başlarız. Yüksek enerjili besinler genellikle karbonhidrattan ( şeker, un vb.) ve yağdan zengin gıdalardır. Bu tür gıdaların fazla miktarda tüketilmesiyle kilo alma kaçınılmaz olur.
Kış Aylarında Kilo Almamak İçin…
- 5-6 öğünden oluşan az ve sık beslenme sistemini uygulanmalıdır,
- Kan şekerini dengede tutup açlık oluşmaması için proteinli yiyeceklerle karbonhidratlı yiyecekleri karışık tüketiniz,
- Bol su tüketiniz,
- Gece evde oturmaları uzun olduğundan atıştırma yapılmamalıdır,
- Mutlaka egzersiz yapınız. Gün içerisinde yapacağınız 20 dk.’lık orta tempolu yürüyüşler yeterli olacaktır.
Örnek Mönü
Sabah
Şekersiz bitkisel çay40 gr beyaz peynir veya 1 adet yumurta2 dilim kepek ekmeği6 zeytinDomates + yeşil biber
Ara Öğün-Saat 10.30:
1 portakal veya 2 mandalina
Öğle:
1 kase çorba8 yemek kaşığı etli sebze veya kuru baklagil3 yemek kaşığı bulgur veya 1 orta boy patates1 su bardağı yoğurt1 dilim kepek ekmeği Az yağlı salata
Ara Öğün-Saat 15.30:
2 porsiyon taze meyve + kuşburnu çayı
Akşam:
1 kase çorba1 porsiyon balık veya tavuk ( derisiz )6 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze1 orta dilim kepek ekmeğiAz yağlı salata
Gece:
2 porsiyon taze meyve
İstanbul Özel Hizmet Hastanesi Diyet ve Beslenme Bölümü’nden Diyetisyen Aşkın Yüksel’in verdiği bilgilere göre, kış aylarında soğuğun artışı ile yeme ihtiyacı artar. Ayrıca insanlar kışın daha çok zamanını evlerinde ya da kapalı işyerlerinde geçirdikleri için fiziksel aktiviteleri azalmaktadır. Soğuk havanın etkisi ile metabolizma bir miktarda hızlanmakta buna bağlı olarak vücut, ısı dengesini koruyabilmek için yeme ihtiyacını artırmaktadır.Kış Aylarında Neden Kilo Alırız?
- Aktivite ve bazal metabolizma hızının azalması: Kış aylarında metabolizma hızının azalmasının yanı sıra aktivitelerimiz de azalır ve harcanandan daha fazla enerji tüketimi ile kilo almaya başlarız.
- Gündüzlerin kısa ve gecelerin uzun olması: Gündüzler kısa olduğundan gün içerisinde beslenmemize çok dikkat etmeyiz. Gün boyu acıktığımızı bile hissetmeyiz. Gece olunca gün boyu yaşanan uzun süreli açlıkla yemek yememizi kontrol edemez hale geliriz. Akşamları yavaş olan metabolizma iyiden iş göremez hale gelir ve yağlar depolanır.
- Soğuk hava ile birlikte vücut ısısının azalması: Vücudumuz soğuklardan kendisini korumak için gerekli bir ısıya ulaşmak zorundadır. Bu ısıya ulaşmak içinde ek olarak enerjiye ihtiyacı vardır. Bu enerji de besinlerden alır. Biz üşüdükçe enerjiye olan gereksinmemiz artar ve daha fazla besin tüketmeye özellikle de daha fazla enerji veren besinleri tüketmeye başlarız. Yüksek enerjili besinler genellikle karbonhidrattan ( şeker, un vb.) ve yağdan zengin gıdalardır. Bu tür gıdaların fazla miktarda tüketilmesiyle kilo alma kaçınılmaz olur.
Kış Aylarında Kilo Almamak İçin…
- 5-6 öğünden oluşan az ve sık beslenme sistemini uygulanmalıdır,
- Kan şekerini dengede tutup açlık oluşmaması için proteinli yiyeceklerle karbonhidratlı yiyecekleri karışık tüketiniz,
- Bol su tüketiniz,
- Gece evde oturmaları uzun olduğundan atıştırma yapılmamalıdır,
- Mutlaka egzersiz yapınız. Gün içerisinde yapacağınız 20 dk.’lık orta tempolu yürüyüşler yeterli olacaktır.
Örnek Mönü
Sabah
Şekersiz bitkisel çay40 gr beyaz peynir veya 1 adet yumurta2 dilim kepek ekmeği6 zeytinDomates + yeşil biber
Ara Öğün-Saat 10.30:
1 portakal veya 2 mandalina
Öğle:
1 kase çorba8 yemek kaşığı etli sebze veya kuru baklagil3 yemek kaşığı bulgur veya 1 orta boy patates1 su bardağı yoğurt1 dilim kepek ekmeği Az yağlı salata
Ara Öğün-Saat 15.30:
2 porsiyon taze meyve + kuşburnu çayı
Akşam:
1 kase çorba1 porsiyon balık veya tavuk ( derisiz )6 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze1 orta dilim kepek ekmeğiAz yağlı salata
Gece:
2 porsiyon taze meyve
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)